Yeşil Çatı Sistemleri ve Çevresel Etkileri

Her villa, her bina, her ofis ve her yapı, kente yeşil alan olarak katkıda bulunma potansiyeli olan belli bir toprak parçasını kullanarak yükselmektedir.
Son dönemlerde uygulanan büyük ölçekli projelerde yeşil çatıların önemini ekolojik, ekonomik ve sosyal açıdan ön plana çıkarmıştır. Ancak söz konusu uygulamaların yaygınlaşması için yapım sürecine, teknolojilerine, uygulamaların fayda ve maliyetlerine ilişkin detaylı birçok çalışmanın yapılması gerekmektedir. Bu çerçevede, çalışma kapsamında yeşil çatı sisteminin tanımı, konstrüksiyonunda kullanılan temel katmanlar, yeşil çatı türleri, avantajları, dezavantajları ve yeşil çatıların kentteki önemli etkileri tartışılarak yeşil çatı uygulamalarına ilişkin örnekleri burada inceleyelim.

Yeşil çatı sistemine ilişkin tanımlamalar
Yeşil çatı sistemi en basit açıklama ile binanın üzerinde bitki yetiştirilmesi olarak tanımlanabilir. Bilimsel bir tanımlamaya göre ise yeşil çatı sistemi, ekolojik çatı, yaşayan çatı, kahverengi çatı, çatı bahçesi ve yeşil çatı olarak çeşitli tanımlamalar ile ifade edilmektedir.
“Yeşil çatı” kavramı iki yan anlam ile de açıklanmaktadır. Bir açıklamaya göre yeşil çatılar özel, ince yeşil tabakalı substrat ve bitkilendirme ile insanın yaşama ve kullanma alanı olarak düşünülmüştür. İkinci açıklama ise yeşil çatının sadece bitkiler ile yeşillendirilmesini içerir. Çoğunlukla yeşil çatının oluşturulmasının amacı, su geçirmez membran tabakasıyla kaplanmış saf çatı üzerine toprak ve bitkilendirme yerleştirilerek çevreye en yüksek düzeyde fayda sağlamaktır. Bazı yeşil çatı tanımlamalarında ise tarımsal yeşil çatı ve yeşil çatı bahçesi gibi kavramlar kullanılmaktadır. Bu nedenle, uluslararası bir taksonomi, terminoloji anlayışı bulunmamaktadır. Bu nedenle terimlerin sık sık birbirinin yerine kullanılması muhtemeldir. Yeşil çatı veya ekolojik çatı en dış yüzeyinde toprak ve bitkilendirme tabakasının bulunduğu bir çatı çeşididir. Çatının strüktür kısmı ve gelişen yeşil kısmı arasında ayrıca bazı katmanlar bulunmaktadır. Bunlar drenaj tabakası kök tutucu tabaka, su yalıtım membranı gibi tabakalardır. Yeşil çatı teknolojisi ise, insanoğlunun yapmış olduğu herhangi bir strüktür üzerindeki alanın kapsamlı bir şekilde yeşillendirilmesiyle oluşmaktadır. Yeşil çatılar, ormanların, parkların yerini tutamazlar, ancak bir yeri daha hoş daha dinlendirici hale getirebilir, kuşlar ve kelebekler için ilave yaşam alanları oluşturabilirler. Yeşil çatılar, adeta binaların yerine, doğal oluşumun taklidini yaparak, havanın ve suyun kalitesini geliştirme yeteneğine sahiptirler. Üstelik pencereden kirli metalin veya asfaltla kaplı çatıların sonsuz biçimde tekrarlanışına bakmak yerine, çiçekli bitkilerle ve yeşil çimenlerle kaplı alanlardan oluşan peyzaja bakmak daha farklıdır.

Yeşil çatı konstrüksiyonunda kullanılan bileşenler
Yeşil çatının konstrüksiyonu diğer çatılardan farklıdır ve uygulama için bazı özel koşulların sağlanması gereklidir. Yeşil çatılar ilave yüklere karşı güçlendirilmiş olmalı; çatı da oluşabilecek su buharı, su sızması ve kök büyümesi gibi olaylara karşı çatının tabakaları düzenlenmeli; toprağın belirli bir düzeyde nemli tutulması sağlanarak bitkilerin uzun süre hayatta kalabilmesi için belirli periyodlarla bakımı yapılmalı; bitkileri destekleyici bir rolü olduğu için toprağa substrat malzemesi eklenmeli; sürdürülebilir bir çatı oluşturabilmek için uygun iklim bölgesi seçilmeli; yapılan yeşil çatı binaya, insana ve çevreye sosyal, termal, hidrolojik ve atmosferik açıdan fayda sağlamalı; yeşil çatı altında yer alan bileşenlerin ultraviyole ve termal bozulmaya karşı korunumu sağlanmalıdır.
Yeşil çatı teknolojisinin gelişimi son 10-15 yıla uzanmaktadır. Bu konuda Dunnet ve Kinsbury ekstansif ve intansif çatı olarak tanımlanan iki farklı yaklaşım sunmuşlardır. İntansif yeşil çatıları ağırlıklarıyla, yüksek maliyetleriyle ve sürekli bakım gerektirmeleriyle tanımlayabilmekteyiz. Pahalı olmasına rağmen oldukça kullanışlı ve kentteki konut sahipleri için hoş alanlar oluşturulabilmektedir. Çatı bahçeleri, strüktür sistemi teknolojisindeki gelişmelerle birlikte 390 kg/m² ile 730 kg/m² arasında değişen bir ağırlığa ulaşmakta ve toprak kalınlığı 20-60 cm arasında olmaktadır. İntansif çatıların bakımı emek istemekte ve uzun zaman gerektirmektedir. Bu çatılarda, yetişme ortamından istekleri çok olan bitki türleri kullanılabilir. Farklı istekleri olan bitkilere farklı ortamların hazırlanması, sulama ve drenaj sistemlerinin gelişmiş olmasını ve periyodik bakımı gerektirmektedir.
Ekstansif yeşil çatılar ise düşük ağırlıklarıyla, minimum bakım gereksinimiyle ve düşük maliyetleriyle ön plana çıkmaktadırlar. Tipik bir ekstansif yeşil çatının yetişme tabakası mineral tabanlı toprak karışımı, ezilmiş tuğla kırıntısı, bataklık kömürü (turba), organik madde ve topraktan oluşmaktadır. Standart bir ekstansif yeşil çatı için substrat derinliği 5 cm ila 15 cm arasındadır ve ağırlık 72,6 kg/m² ile 169,4 kg/m² arasında değişmektedir.
Bu tip bitkilendirmeler, genelde alanı tamamen bitkiyle kaplaya

Copyright © 2013 - Pakel Mimari, Tasarım ve Uygulama